Elektrikli araçlarda şarj süresini bir dakikadan daha aza indirecek devrim niteliğindeki teknoloji ile tanışın: Grafen bataryalar!
Milenyumun başlangıcında lityum iyon pillere alternatif olarak geliştirilen grafen bataryalar, daha hızlı şarj ve uzun ömürlü kullanım vaadiyle teknoloji dünyasına büyük bir damga vurmuştu. Ancak grafen üretiminin maliyeti ve gerektirdiği teknik dönüşüm, bu bataryaların günümüze kadar yaygınlaşmasının önünde büyük bir engeldi. Şimdi ise küresel çapta öncü şirketlerin yatırımlarıyla, mucize madde olarak nitelendirilen grafen artık günlük yaşamın tam da merkezinde yer almaya hazırlanıyor. Üstelik akıllı telefonlardan sonra, şimdi de sıra elektrikli arabalarda!
Grafeni kısaca, üst üste yerleştirilmiş kurşun tabakalarından oluşan petek yapılı bir materyal olarak tanımlamak mümkün. Isı ve elektrik iletkenliği oldukça yüksek olan bu ürün, iletim esnasında kendi sıcaklığını minimum düzeyde tutabiliyor. Üstelik toksisite oranının da sıfıra yakın olması, grafene çok daha büyük bir önem kazandırıyor. Tabii tüm bunları, kağıda benzer (iki boyutlu) yapısıyla başardığını da söylemeden geçmemek gerek.
Nasıl, bu şekilde inceleyince daha da mucizevi görünüyor değil mi?
Grafen, Andre Geim ve Konstantin Novoselov adlı bilim insanları tarafından 2004 yılında icat edildi. Ve iki mucit, nano-teknoloji kapsamında yürüttükleri çığır açan bu çalışma sayesinde, 2014 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Bu, bilim ve teknoloji otoritelerinin Geim ve Novoselov'a, biraz geç de olsa "Hakkınız ödenmez!" deme şekli… Zira grafen, geleceğin dünyasında çok ama çok şeyi değiştirecek!
Grafen kullanım alanları bakımından son yıllarda en çok havacılık teknolojilerinde, güneş paneli üretiminde ve transistör yapımında öne çıkıyor. Fakat bu nanomateryalin, aslında elektronik alanında bundan çok daha fazla çözümü bulunuyor. Ve akıllı telefonlar başta olmak üzere pek çok cihaz için batarya üretimi, en çok ihtiyaç duyulan çözümler arasında. Neden mi?
Özetle; grafen bataryaların, doğa dostu ve pek çok yönden daha kullanışlı olduğunu söylemek mümkün. Şarj kullanım süresinin kısa olması ve maliyet ise grafen bataryaların günümüzdeki dezavantajları arasında yer alıyor. Bunun için halihazırda hem elektrik-elektronik hem de otomotiv sektöründe yoğun Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor. Hatta pek çoğu hayata geçirilmeye başladı bile! Önümüzdeki yıllarda grafen üreten ülkelerin artmasıyla birlikte, maliyetlerde de ciddi düşüş sağlanacağı öngörülüyor.
Tüm bunlar, önümüzdeki birkaç yılda olmasa da yakın gelecekte elektrikli otomobillere dair tüm algıları kökünden değiştirmek için güçlü nedenler... Hatta bu sayede, belki de dünya yeniden geçmiş yüzyıllardaki gibi tertemiz ve yeşil olabilir!