Gelişen elektrikli araba özellikleri otomobil tutkunlarını değil yıldan yıla, günden güne daha fazla şaşırtıyor! Ancak buna rağmen pek çok kişi hala “Elektrikli araba alınır mı?” diye düşünmeye devam ediyor. Neyse ki elektrikli araçlar, her modeliyle beklentileri karşılamaya fazlasıyla yetiyor!
Her geçen yıl geliştirilen elektrikli araç (EV: Electric Vehicles) teknolojisi ve birbirinden nefes kesici modeller; akıllarda ise hala tek bir soru: Elektrikli otomobil alınır mı? Elektrikli araçların benzersiz avantajları bir yana; bu sorunun yanıtını vermeden önce, EV’lerin de tıpkı geleneksel otomobiller gibi özellikleri bakımından farklı artılar sunduklarını belirtmek gerek. Dolayısıyla nasıl ki akar yakıtlı araç almadan önce detaylı bir model kıyaslaması yapıyorsanız, aynı durum elektrikli araçlar için de geçerli. Öyleyse gelin; beklentilerin ötesine geçen bir deneyim için, elektrikli araç alırken dikkat edilecekleri hep birlikte inceleyelim!
EV teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte yeni elektrikli araba modelleri, kullanıcılarına performans ve konfor yönünden eksiksiz, hatta geleneksel araçlardan daha üstün bir deneyim sunuyor. Elektrikli motor ile çalışmaları bakımından bu araçlar, hangi viteste sürülürse sürülsün güçlü tork üretimi ve sessiz sürüşüyle fark yaratıyor. Peki, elektrikli araçların avantajları sadece bunlarla mı sınırlı? Elbette hayır!
Tüm bunlar, elektrikli araç avantajlarının -özellikle de değişen dünya koşullarında- bir hayli fazla olduğunu kanıtlamak adına sizce de yeterli sebepler değil mi?
Daha fazla detay için elektrikli ve hibrit araç farklarını hemen şimdi keşfedin!
Elektrikli otomobillerin her biri neredeyse farklı hız ve menzil özelliklerine sahip. Bu durum, araçların fiyatlarından vergilerine kadar pek çok konuda birtakım değişken unsurlar yaratıyor. Dolayısıyla elektrikli araç satın alma rehberini incelerken, öncelikle ulaşım ihtiyaçlarını ve bütçeyi göz önünde bulundurmak ve ona göre karar vermek gerekiyor.
Elektrikli araç fiyatlarının belirlenmesinde batarya kapasitesi başta olmak üzere motor gücü, maksimum hız, şarj süresi vb. pek çok unsur etkili oluyor. Bunun için EV sürücü adaylarının, bütçelerine uygun fiyat aralıklarına sahip modeller arasında detaylı bir kıyaslama yapmaları ve seçimlerini buna göre yönlendirmeleri önem taşıyor.
Günümüzde hibrit araçlar için farklı, EV’ler için ise farklı ÖTV yaptırımları uygulanıyor. 2022 itibarıyla hibrit araçlarda ÖTV vergisi yüzde 220’ye kadar varırken, elektrikli araçlarda en fazla yüzde 25’e kadar oluyor. Ancak motor gücü 120 kilovatın üstündeki EV’lerin yüzde 60 oranında KDV’ye tabi tutulduğunu da unutmamak gerekiyor.
Piyasa değerine, motor gücüne ve yılına göre elektrikli araç vergisi ne kadar öğrenmek için tıklayın!
Elektrikli araç bataryası, menzil konusunda belirleyici rol oynayan başlıca faktörü oluşturuyor. Batarya kapasitesi düşük olan araçların fiyatları düşük olmakla birlikte menzili de bir hayli az oluyor. Neyse ki bu durumun şehir içi kullanımda büyük bir dezavantajı bulunmuyor. Aksine düşük kapasiteli bataryaya sahip araçlar daha hızlı doldurulabildiği için bu durum, dolum noktalarının fazla olduğu şehir içinde avantajlı dahi olabiliyor.
Elektrikli araçlarda şarj için iki farklı yöntem bulunuyor: AC şarj ve DC şarj… AC şarj dolumu yavaş gerçekleştiği için oldukça uzun bir süreyi kapsıyor. Kimi araçlar sadece AC olarak şarj edilebilirken yeni pek çok modelde, katbekat daha hızlı dolum sağlayan DC şarj olanağı da bulunuyor. Bununla birlikte batarya kapasitesi de şarjın ne kadar sürede yüzde 100’e ulaşacağı konusunda önemli bir etken olarak öne çıkıyor.
Elektrikli araç teknolojisi fazlasıyla yeni olduğu için şarj noktaları, henüz dünyanın hemen hiçbir bölgesindeki kırsal kesimlerde yaygın olarak bulunmuyor. Haliyle bu genel tabloya Türkiye’de dahil oluyor. İstanbul başta olmak üzere Ankara ve İzmir gibi şehirlerde şarj imkanları hızla artarken, diğer şehirlerdeki şarj noktaları hala düşük oranda artış gösteriyor.
Elektrikli araçların bakım gereksinimleri ve pil değişimleri, geleneksel araç bakımlarına göre çok daha geniş zaman aralıklarında yapılıyor. Bu sayede EV kullanıcıları, araçlarını uzun yıllar boyunca önemli performans kayıpları yaşamadan kullanabiliyor. Ancak coğrafi koşullar veya kullanıma bağlı durumlardan dolayı her araçta olduğu gibi EV’lerde de bazı ek bakım ve onarım gereksinimleri doğabiliyor. Bu duruma karşılık, aracın ait olduğu markanın teknik servis olanaklarının iyice araştırılması gerekiyor.
Peki, kararınızı netleştirmek için şimdi de Türkiye’deki elektrikli araçlara göz atmaya ne dersiniz?